Dünyaya ilk gelişimizde, hepimizin ilk eylemi nedir?... Doğru bildiniz; nefes almak. Oksijenin ciğerlerimize dolmasının verdiği, nefesle (veya hayatla) ilk tanışmamızı, çığlık çığlığa karşılarız hepimiz. Peki, vücudumuza ihtiyacı olan enerjinin işlenebilmesi için, en temel ihtiyacı sağlayan bu “nefes” eyleminin, pek de hatırlanmayan bir kahramanı olduğunu biliyor muyuz?... Evet, burundan bahsediyoruz.
Çoğu kişi, sıkıntısını yaşamadan rahat nefes alabilmenin önemini kavrayamaz. Oysa, burnumuz işlevini sağlıklı olarak yerine getirmediğinde nefes alıp vermede zorluk, ağızdan nefes alma, koku alma yeteneğinde azalma, ağız kuruluğu, stres ve benzeri semptomlar görülür. Bu durum sürekli hale gelirse uykudan yoksun geceler, tansiyon ve kalp sıkıntıları, apne ve benzere ciddi sıkıntılarla karşılaşabilirsiniz.
Pekala; şimdi çözüm odaklı yaklaşalım... Bu tarz bir rahatsızlığımız varsa ve bunun kaynağı, doktor tarafından, burnumuzla alakalı olduğu saptanmışsa; ne yapmalıyız?... Nefes alma sorunları, buruna içerden yahut dışarıdan yapılacak müdahalelerle, giderilebilir. Bu özellikle önemlidir çünkü burun, beyni besleyen nefesin kalkış durağı olduğu için, sağlıklı olması psikolojik ve fiziksel sağlığın en önemli kıstaslarından biridir.
Tıp jargonunda söylersek fonksiyonel rinoplasti; yani buruna cerrahi müdahale yapılması. Bu müdahalenin içeriğinde eğri septumun düzeltilmesi, polip ve/ veya sinus sorunlarının giderilmesi ve burun etlerinin küçültülmesi, dış bozuklukların (aşırı eğrilik, çökme, zayıf noktalar ve benzeri) giderilmesi, gibi içerikler bulunabilir.
Bu tür ameliyatlarda oluşabilecek, burun kanatlarında destek kaybı, septumdan alınacak kıkırdak doku ile desteklenebilir; böylece nefes alma döngüsü de güçlendirilmiş olur. Unutmayın; vücudunuza gerek/ elzem olmadıkça cerrahi müdahale yapmak, akıl karı değildir. Lakin ihtiyacınız olduğunda cerrahi müdahaleden kaçmak da, sağlıksız bir yaşama davet demektir; zira vücudunuz çoğu durumda, B planı olarak size yedek kaynakları sunmaktadır.